20 Ekim 2007 Cumartesi

Kürt gençleri gerillaya katılmalı

Halkımızın tüm kazanımlarını ve iradeleşmesini ortadan kaldırmayı hedefleyen bu saldırılara karşı yurtsever Kürt gençliğini özgürlük mekanlarına akmaya, gerilla saflarına katılmaya çağırıyoruz. Bizimde bir halk olmaktan kaynaklı haklarımız vardır. Geliştirilen saldırılara karşı uluslar arası yasalarda tescil edilmiş bulunan meşru müdafaa hakkımızı kullanmamız bir insanlık görevi durumundadır. Biz saldırgan bir güç değiliz, hiçbir yere saldırmadık da, ama saldırgan girişimlere karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanarak Türk devletinin saldırganlığına karşı ideolojik, siyasal, diplomatik, sosyal, kültürel ve askeri olarak direnmede hiçbir tereddüt yaşamayacağız.
Geçen hafta HPG'den yapılan bir açıklama nedeniyle petrol ve dolar fiyatları arttı. Uluslararası finans kuruluşları PKK'nin petrol boru hatlarına yönelik politikasının piyasalar üzerindeki etkisinin nasıl olacağını tartışıyor. Petrol boru hatlarına yönelik politikanız nedir? Ekonomi ve finans yayınlarının son birkaç haftadır PKK faktörünü tartışmasının anlamı nedir?Kürt sorunu Ortadoğu'nun en temel sorunlarından biridir. Ortadoğu bölgesi de önemli petrol yataklarına sahip bir saha olduğuna göre, dünya ekonomik sistemini ve dengelerini yakından ilgilendiren bir özelliğe sahiptir. Bu bölgede Kürt sorunu çözülmeden istikrar ve demokratik düzenin gelişmesi mümkün değildir. Bu açıdan Kürt sorunu ile bölge istikrarı arasında çok ciddi bir ilişki söz konusudur.Hareketimiz Kürt sorununun çözümünü hedefleyen bir harekettir. Bugün hem Türkiye'de hem de İran ve Suriye'de en etkili örgütlenen partiler, Önder Apo'nun çizgisini esas alan partilerdir. Önder Apo Kürdistan'da yeni bir felsefe, yeni bir anlayış ve yeni bir çizgi geliştirmiştir. Kürt halkı, Önder Apo'nun felsefesi ile yeni bir güç kazanmıştır, kendini yeniden yaratmayı başarmıştır, dolayısıyla olmazsa olmaz bir biçimde özgürlüğüne tutkun bir halk olma yolunda çok ciddi gelişmeler sağlamıştır.Bu gerçeklere rağmen Kürt sorununun çözümsüz bırakılmaya devam edilmesi Ortadoğu'da var olan istikrarsızlığı daha da derinleştirecektir. Çözüm olması halinde de bölgenin demokratikleşmesi ve istikrarın sağlanmasında önemli katkıları olacaktır. Bu açıdan Kürt sorunu uluslar arası düzeyde istikrar ve ekonomik dengeleri yakından ilgilendirmektedir. Uluslararası ekonomik çevreler eğer konuyu tartışmışlarsa bundan dolayıdır ve yürüttükleri tartışma doğrudur. Bizim özel olarak petrol boru hatlarına yönelik bir politikamız yok, ancak biz şu anda bir savunma savaşını yürütüyoruz. Bir taraf ekonomik güç kaynaklarını oluşturup bize saldırıyorsa, biz de onun ekonomik güç kaynaklarına savunma savaşı ekseninde yönelebiliriz. Savunma savaşı ekseninde Kürdistan özgürlük güçleri, saldırgan ve imha zihniyetli güçlerin ekonomik kaynaklarına yönelebilirler. Bu anlamda bu saldırgan güçlere akan petrol boru hatlarına yönelmeleri ve hedeflemeleri mümkündür. Çünkü savunma savaşı komple bir duruşu gerektirmektedir. Karşı gücün saldırısını önlemek istiyorsan, en başta onun güç kaynaklarını zayıflatmayı hedeflersin. Kürdistan'dan geçen petrol boru hatları Türk ordusunun saldırganlığına ekonomik kaynak sağladığı için gerillanın buna yönelmesi gayet muhtemeldir.Hiç bir generalin çocuğu savaşta ölmedi
ABD'nin Irak'a müdahalesine dünyanın bir çok yerinde insanlar sokaklara çıkarak karşı çıktı. Türkiye'nin başka bir ülkenin topraklarına yönelik operasyona ilişkin bir tezkere geçmesine rağmen bırakalım dünya toplumlarını, Türkiye'de bile sivil toplumun ciddi tepkileri yok. Bu yönlü çağrılarınız var mı?Özellikle bu süreçte Türkiye'de çok büyük bir çarpıtma olayı yaşanıyor. Türk ordusu sürekli gerillaya saldırıyor, her gün gerilla avı peşinde koşmaktadır. Kelle avcılığı geliştirilmektedir. Kana susamış bir tarzda adeta insan öldürmeden zevk alan bir anlayış esas alınmaktadır. Türk ordusu böyle pratik çabalar içerisinde iken birkaç askerin vurulması karşısında feryatlar koparılıyor. Ölen askerlerin aileleri ve çocukları günlerce televizyon ekranlarında gösteriliyor, oysa o askerlerin ölmesinden bu operasyonlara karar veren ve barış çağrılarımıza yanıt vermeyen güçler sorumludurlar.Biz Kürt tarafı olarak hiçbir yere saldırmış değiliz. Gabbar'da bize göre 21, Türk ordusunun açıklamasına göre ölen 13 asker. Kendi evlerinde ya da karakollarında vurulmamışlardır, gerilla avında iken vurulmuşlardır. Türkiye toplumunda bu konuda büyük bir hezeyan yaratılmak istenmektedir. Beytüşşebap'taki 12 köylü Türk ordusuna bağlı JİTEM ve bazı çete çevrelerce katledilmişlerdir. Ona rağmen Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'un önceki gün 12 köylünün katledildiği köye giderek olayı PKK'ye yüklemeye çalışması büyük bir pişkinlik ve çarpıtma örneğidir.Yıllardan beri akıtılan kanın sorumlusu Kürt sorununu şiddet yöntemleriyle çözmek isteyenlerdir, bunu ısrarla dayatanlardır. Bu savaşta çocukları ölen aileler, hareketimize karşı slogan atıp sokaklara döküleceğine, çocuklarını o dağlara ölüme gönderen generallere yönelmelidirler. Şimdiye kadar hiçbir generalin çocuğu bu savaşta ölmemiştir. Savaş rantçıları kirli emellerine ulaşmak için halkın çocuklarını ölüme gönderiyorlar. Nasılsa her iki taraftan ölenler halk çocuklarıdır, kendilerinin hiçbir kaybı yoktur. Basın-yayın yoluyla ve psikolojik savaş yöntemleriyle toplum yanlış yönlendirilmekte, ileri düzeyde bir şövenist dalga geliştirilerek toplum militaristleştirilmek istenmektedir. Yanlış propagandalarla insanların aidiyet ve mağduriyet duyguları harekete geçirilmeye çalışılmaktadır. Böylece Türk toplumunu arkasına alarak, Kürt halkının özgürlük umutları tümüyle yok edilmek istenmektedir. Bu aynı zamanda Kürt-Türk savaşının başlatılma zemini haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu tezkere açıkça Türk devletiyle Kürt halkı arasında bir savaşın gelişmesini resmileştirmiştir. Devletin ordusu bütün savaş tekniğiyle bir dengesizlik ortamında Kürt halkının üzerine yürümektedir. Türk halkını da şövenist duygularla bu savaşa çekersen bu durum halklar arası savaşa dönüşecektir. Bu yaklaşım Kürt halkına karşı top yekun savaş ilan etmenin adı olmaktadır. Açık ki, Türk toplumunu sokağa dökersen Kürt-Türk savaşını başlatırsın. Şu anda bunu Türk devletinin kendisi yapmaktadır. Biz her zaman halkların kardeşliğinden yana tavır sergiledik ve bugünde halkların kardeşliğine duyduğumuz sorumlulukların gereğini yerine getirmek için büyük çabalar harcamaktayız.Metropollerdeki Kürtler dikkatli olmalı Halkları birbirine karşı kırdırtan, halklar arası düşmanlığı geliştiren bu ırkçı, şövenist ve inkarcı anlayışa karşı barıştan demokrasiden kardeşlikten yana olan tüm kesimler harekete geçip bu vahşet dalgasını boşa çıkarmalıdırlar. Bu anlayışla Türk toplumunda öyle bir zemin yaratıldı ki hiç kimseye karşıt söz söyleyecek ortam bırakılmadı. Çok bilinçli ve tehlikeli bir gidişat yaratılmaya çalışılmaktadır. Türkiye'yi seven, halkların kardeşliğinden yana olan bütün kurum, kuruluş ve şahsiyetleri oynanmak istenen bu oyunları boşa çıkarmaya ve tavır geliştirmeye çağırıyoruz. Mevcut gidişat çok tehlikeli bir yöne gitmektedir.Burada özellikle tüm parçalardaki Kürdistan halkı bu durum karşısında sessiz kalmaması, sesini yükseltmesi çok önemli bir husustur. Başta Kuzey Kürdistan olmak üzere, yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm Kürtlerin, Türk devletinin anti-Kürt ittafakı temelinde başlattığı saldırı sürecine karşı toplumsal tepkisini değişik biçimlerde göstererek, eylemsel süreci başlatmalıdır. Güney Kürdistan'da başlayan halkımızın gösterileri tüm parçalarda yaygınlaştırılarak Kürt halkının bulunduğu her yerde kitlesel eylemlerle sesini yükseltme görevi bulunmaktadır.Oluşturulmaya çalışılan linç ortamı nedeniyle özellikle metropollerde bulunan Kürt halkını dikkatli olmaya, kendi arasındaki dayanışmayı sağlamaya ve savunma tedbirlerini almaya yönelmesi gerekmektedir. Aksi durumda bu şövenist girişimlerin bir sonucu olarak zayiatların verilmesi ihtimal dahilindedir. Halkımız bulunduğu her alanda kendi savunmasını kendisi yapmalıdır. Bunun imkanları olduğu yerde halk savunma kuvvetleri de yapacaktır ama her yerde bunun imkanları olmadığı bilinmektedir. Bundan önce bu tehlikeli gidişata karşı, Kürdistan ve Türkiye'deki tüm demokrat, yurtsever kesimleri daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.'Sözde Kürt aydınları' ajan beslemeleridir
Türk basını tarafından Kürt aydınları olarak tanıtılan bazı kişilerin DTP ve PKK karşıtı ifadeleri var. Kimdir bunlar ve yaptıkları açıklamayla ne amaçlıyorlar?Halkımız ve hareketimize karşı topyekun bir yönelim başlatılmış bulunmaktadır. Yapılan saldırılar tüm Kürt kazanımlarına yönelik geliştirilmektedir. Bu durum karşısında kendisine Kürdüm, yurtseverim, demokratım diyen herkesimden insanların Türk devletinin bu saldırganlığına karşı tutum sahibi olması gerekmektedir. Bu tutum ferdi ve küçük gruplar düzeyinde değil de, ulusal bir bütünlük ve birlikle geliştirilmesi halinde sonuç alıcı olacaktır. Çünkü bu dönem geliştirilen saldırılar karşısında Kürtler arası birliğin olmazsa olmaz bir biçimde kendisini dayattığı bir dönemdir. Biz hareket olarak bu birliği Güney'de, Kuzey'de ve her yerde geliştirmeyi temel bir politika olarak öngörüyoruz.Ulusal birlik ve bütünlüğün en fazla sağlanması gereken bu dönemde kalkıp düşman ağzıyla konuşmak ve Kürtler arası birliği parçalamaya çalışmanın yurtseverlik ve Kürtlükle hiçbir alakası olamaz. Bazı kişilikler Kürt birliğini bozmaya dönük kimi açıklamalar yaparak düşmana hizmet etmişlerdir. Bu yaklaşımlar MİT'in teşviki çerçevesinde geliştirilen çabalardır. Kürtlüğü satan bu kişiliklerin yaptıkları PKK'ye karşı tavır alınma çağrılarının ciddiye alınacak hiçbir yönü bulunmamaktadır. Aksine bu açıklamayla Kürtlüğü sattıklarını ilan etmiş olmaktadırlar. PKK olmasaydı Kürtlük olmazdı, PKK olmasaydı o insanlar acaba bugün Kürtlükten bahsedebilirler miydi? PKK kimdir? PKK bu halkın en duyarlı evlatlarının birleşerek on binlerce insanın kanını döktüğü bir ulusal demokratik örgütlenmedir. PKK'nin bu gerçekliğine karşın sen kim oluyorsun, bu tür açıklamaları yapmanın cesaretini nereden buluyorsun. Kalkıp düşman ağzıyla konuşacaksın, bir de kendine Kürt aydınıyım diyeceksin! Bunların Kürt aydınıyla ne alakaları var. Bunlar olsa, olsa Kürt kökenli ajan beslemeleridir, bu ağızlar başka hiçbir şey değildir. Kürt halkını imha etmeye çalışan taraf tüm unsurlarıyla birleşmiş, top yekun saldırı hazırlıkları yapıyor, Kürt aydını kisvesi altında ortaya çıkan hain kişilikler çıkmış parazit yapıyorlar. Bu açıklamalar kime hizmet eder, açık ki düşmana hizmet ediyor.PKK olmasaydı Güney'deki halkımızın kazanımları da ayakta duramazdı, PKK olmasaydı hiçbir Kürt organizasyonu Kuzey'de de ayakta duramazdı. Bunu bilmeyen var mı? Türk devleti ekseninde açıklamalar yapan o unsurlar bunu bilmiyorlar mı? Elbette ki biliyorlar, biliyorlar da neden bunları dillendiriyorlar, çünkü özel görevleri vardır, görevlidirler de ondan yapıyorlar. Halkımız artık bu tür ağızları iyi tanımalıdır, bu ağızlar MİT tarafından görevlendirilmiş ağızlardır.Önceki yıllarda hareketimize karşı kuzeyde Kürtleri bölmek, parçalamak ve birbiriyle vuruşturmak için çeteler oluşturulmuştu. Gelinen dönemde o çetelerde yurtseverlik gelişti, artık o sistem Türk devletinin öngördüğü işlevden uzaklaşmış bulunmaktadır. Böylece bu alanda bir boşluk oluştu. Bu boşluğu doldurmak için şimdi de siyasi çeteler oluşturulmak istenmektedir. Siyasi çete reisleri adayları söz konusudur, şimdi onlarda ortaya çıkıyor. Tarafların bu kadar netleştiği bir ortamda kalkıp da böyle sözler söylemek, karşı taraftan kemik istemekten başka bir şey değildir. Bu açıklamaların başka hiçbir anlamı yoktur.Halkımıza karşı geliştirilen topyekûn yönelim karşısında tüm yurtseverlerin görevi dayanışma içinde olmaktır. Halkımız bu yönelim karşısında direnecektir. Direnme değil ihaneti yaşayan bu tür ödlek tipler düşman ağzını kullanarak görevlerini yapmaya devam edeceklerdir. Bu önemli dönemde halkımız da bu tür kesimlere karşı tutum almak zorunda kalacaktır. Kürt halkının onurlu evlatları bu dağlarda boşuna kalmıyorlar. İnandıkları ve ihtiyaç duydukları onurlu yaşam için en zorlu koşullarda mücadele ediyorlar. Düşman söylemiyle konuşan bu tipler bırakalım bir çocuğunu, acaba bir saatlerini bile bu halk için feda edebilirler mi? Hayır. Peki, tüm yaşamını feda eden bütün varını-yokunu ortaya koyan insanlara karşı ikide bir böyle dil uzatmak ne anlama geliyor, bu insanların emeklerine dil uzatmak hadlerine mi düşmüş. Herkesin aklını başına toplaması gerekiyor. Sömürgeciliğin halkımızı bir kaşık suda boğmak istediği bu koşullarda, Önderliğimizi en vahşi ve alçakça yöntemlerle zehirlemekte olduğu bu ortamda bu tür parazit yaratan unsurların gerçeği herkes tarafından iyi anlaşılmalıdır. Halkımız, kemik kırıntıları peşinde koşan bu tür kişilikleri her zamankinden daha iyi tanımalı ve her yerde bunlara karşı tutum alma temelinde ulusal-demokratik birliğini ve dayanışmasını daha fazla güçlendirmelidir. BEHDİNAN - ANF

1 yorum:

sanane lan dedi ki...

tabi canım çıkın sokaklarada kökünüzü kurutmak için bahanemiz olsun:D