14 Ekim 2007 Pazar

Kürtlerin Kudüs'ü Kerkük 1

Kürtlerin Kudüs'ü Kerkük 1
Yusuf ZiyadMerkezi konumunu koruyan kent: KerkükBirinci Dünya Savaşı'ndan sonra Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesinde merkezi bir konumdaydı. İngiltere, Irak ve Türkiye arasında uzun yıllar bir ihtilaf meselesi oldu. Saddam Hüseyin'in Baas rejimini Irak'ta hakim hale getirmesiyle birlikte merkezi konumunu güçlendiren kentte, Kürtlere yönelik katı katliamcı politikalar uygulandı. Binlerce aile göçertildi, binlerce kişi katledildi, Araplaştırma politikası uygulandı, kentin demografik yapısı değiştirildi. 2003'te ABD'nin Irak'ı işgal etmesinden sonra kent yine merkezi önemiyle gündemdeki yerini korudu. Birinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi Kerkük, yine Ortadoğu'nun yapılandırılmasında merkezi önemini korudu. Kentte yaşayan Kürtler, Sünni Araplar, Türkmenler ile Asuriler gibi yerleşik halkların yanı sıra Türkiye, Suriye, ABD gibi devletler de kente ilişkin mücadelelerini sürdürüyor. Hem tarihi bağları hem de nüfus yoğunluğu itibariyle tartışmasız bir şekilde Kürt kenti kabul ediliyor. Ancak başta Türkiye olmak üzere çeşitli güçler, kentin Kürtlerin hakimiyetine geçmesini engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kerkük'ün önemi ise hem petrol kaynaklarından, hem de Süleymaniye, Hewlêr ve Germiyan bölgeleri arasındaki jeostratejik konumundan kaynaklanıyor. Kerkük referandumuna ilişkin tartışmalar da bütün bu tarihi ve politik konularda kilitlenmiş durumda. Kerkük'e sahip olan Kürdistan'a, Irak'a ve Ortadoğu'ya da sahip olmuş oluyor... Erbeka'dan bugüne KerkükKerkük oldukça önemli ve eski bir yerleşim alanıdır. Eski ismi Erbeka'dır. Aynı zamanda Lolobiler ve Gotilere başkentlik yapmış bir şehir olarak da tarihe geçmiş. Güney Kürdistan'da en eski yerleşim birimi, ziraatçılığın yapılmış olduğu ve neolitik devrimin gerçekleştiği alan olan Çermo köyü, (Tekye nahiyesi ve Çemçemal'a bağlı) yine Kerkük'tedir. Kerkük, geçmişten beri sürekli uygarlıklara evsahipliği yapmış bir yerleşim birimidir. Orta Irak'ta kurulan ilk şehirler arasında Kerkük, Kifri ve Hewlêr vardır. Kerkük alınmadan Kürdistan alınamazKim bölgede güç ve Güney Kürdistan'a hakim olmak istemişse öncelikle Kerkük'ü egemenlik altına alma zorunluluğunu hissetmiştir. Çünkü Kerkük, Germiyan, Hewlêr ve Süleymaniye'yi birbirine bağlayan merkez bir noktada yer almaktadır. Onun için Akadlar, Asurlar ve dışardan hangi güç Kürdistan üzerine sefer düzenlemişse, ilk önce Kerkük'ü ele geçirmeye çalışmıştır. Kerkük ele geçirildikten sonra Hewlêr ve diğer yerleşim birimleri kolaylıkla düşmüşlerdir. Dışardan gelen saldırıların tek amacı sadece bu şehirdeki zenginliklere el koymak değildir. Asuriler, bu şehri istila ettiklerinde bu şehre Erbeka ismini koymuşlar. Günümüzde kısmi bir biçimde değişikliğe uğrayarak Erapğa olmuştur. Bugün bile Kerkük'ün en büyük mahallelerinden Erapğa'nın tümü Asuri'dir. Asuri istilasından önce, Kerkük'te Asuriler yaşamıyorlardı. İstiladan sonra bu şehre birçok Asuri yerleştirilmiştir. Daha sonraları Medler tarafında Asuri İmparatorluğu yıkıldığında, önceden inşa edilmiş olan kale daha sağlam hale getirilir. Çünkü dışardan saldırılar gelmektedir. Bu dönemde kalenin içinde yaşayanların tümü Kürtlerdir. Kerkük çevresine de, Kürdi ladiyi dedikleri köylü Kürtler yerleşmişler. Yani Kürtler, köyler kurarak yeni yerleşim alanları açmışlar. Bugün bile bakıldığında şehir merkezinin çoğunluğu Kürtlerden oluşmaktadır. Her yönüyle Kerkük'ün bir Kürt yerleşim alanı olduğu bellidir. Arap istilasıKürdistan'a, Arap İslam saldırıları olduğunda yine Kerkük üzerinden olmuştur. Bu dönemde de birçok defa Kerkük'ün doğu kısmı katliamlara maruz kalmıştır. Arap İslam ordularının saldırıları Kerkük, Keler, Kifri yani Germiyan mıntıkasına yönelik olmuştur. İslam orduları buraları işgal ederken kendileriyle birlikte birçok Arap aşiretini de bu alanlara yerleştirmişlerdir. Çöllerden getirilen Araplar daha çok Kerkük'ün güney kısmı ve şehir merkezine yerleştirilir. Örneğin Hedidi Aşireti bu dönemde alana yerleşmiş olanlardandır. Hewice kasabası ve çevresine birçok Arap aşireti yerleşmiş ve bu kasabanın çoğunluğu şu anda Arap'tır. Kerkük'te Osmanlı ve Safevi iziOsmanlılar Bağdat'a sefer düzenlemeden önce tüm cephane ve askerlerini Kerkük'e yerleştiriyorlar. Alanda daha sağlam, güvenlik içinde kalabilmeleri ve içten Kürtlerden gelebilecek olası bir saldırıya karşı Türkmenler yerleştiriliyor kente. Daha sonraları Osmanlılar İstanbul-Bağdat tren hattını korumak için tren yolu boyunca da Türkmenleri yerleştirir ve Türkmen yerleşim birimleri kurar. Safeviler, Nadir Şah ve Şah Abbas döneminde Kerkük üzerine birçok defa sefer düzenler. Mendeli ve Kerkük'te bulunan Türkmenlerin, Arapların hatta bazı Kürtlerin (Fiili Kürtleri) Şii olmaları bu dönemin eserleridir. Mendeli, Bedra, Şehraban, Zırbatı, Cesan, Celewle (kısmen) v.b bu kasabalar Safeviler döneminde Şiileşmişler. Çünkü Safeviler'de Şiilik daha önplandaydı.Xaneqin, Düzxormatu (kısmen), Karatepe, Dokuk (tavuk), Pırde (Altınköprü)'de Şii mezhebinden olan Türkmen ve Kürtler vardır. Yukarda açıklamaya çalıştığımız bu durum şu gerçekliği açıkça gözler önüne sermektedir. Her işgalci gücün istilası bir yönüyle Kerkük şehrinin orijinalitesini etkilemiş ve iz bırakmıştır. Bugün Kerkük şehrine bakıldığında tarihi gerçekliği tüm yönleriyle kendini ortaya koymaktadır. Belki bu tarihi gerçeklik zamanında birçok zorluk ve açıya mal olmuştur. Ama günümüzde bu, şehrin en önemli zenginliği olarak görülmektedir. Ortadoğu'nun küçük bir maketi konumunda olan Kerkük şehri, Sünni, Şii, Hristiyan, Asuri, Kürt, Arap ve Türkmenlerin bir arada yaşamış olduğu bir kent haline gelmiştir. Bunlar, hiçbir ayrım yapmadan birbirlerine kız alıp vermişler ve ortak bir yaşamı kurmayı başarabilmişler. Farklılıkları çatışma ve çelişkiler için bir neden değil, demokrasi kültürü için bir zenginlik olarak görmüşlerdir. Ticaret merkezi Kerkük Kerkük şehri aynı zamanda tarihte Hindi-Çin ticaret yolu üzerinde olduğundan dolayı bu şehri ele geçirenler bu dönemde uluslararası ticaret yolunun kontrolünü da ele geçiriyormuş. Yani tarihte Kerkük'ün ticaret merkezi gibi önemli bir rolü de söz konusuymuş. Kerkük'ün bu önemi, tüm saldırı ve işgallere rağmen içinde yaşayan halkın bu şehri terk etmesini engellemiştir.

Hiç yorum yok: