Diyarbakır'da DTP'li belediye başkanları, miletvekilleri ve sivil toplum örgüt temsilcilerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi, Yakapınar Belediye Başkanı Osman Keser'in tutuklanmasını protesto etmek amacıyla Yakapınar Belediyesi bahçesinde kurulan destek çadırı ziyaretinde DTP'li 5 belediye başkanının gözaltına alınmasını protesto etti. Açıklamada, hükümete barış ve diyalog çağrısı yapıldı.
Diyarbakır Bağlar Belediye binası önünde bir araya gelen yüzlerce kişi, Yakapınar Belediye Başkanı Osman Keser'in tutuklanmasını kınamak amacıyla belediye bahçesinde kurulan destek çadırı ziyaretinde jandarma tarafından yaka paça gözaltına alınan DTP'li 5 belediye başkanına destek amacıyla açıklama yaptı. Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin, Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, Silopi Belediye Başkanı Muhsun Kunur, Küçükdikili Belediye Başkanı Leyla Güven, Yakapınar Belediye Meclis Üyesi İhsan Tepe, Belediye personeli Nebi Şahin için yapılan açıklamaya, Diyarbakır Büyüşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP Diyarbakır Milletvekili Gülten Kışanak, DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ ve Diyarbakır Demokrasi Platformu bileşenleri katıldı. Sık sık 'baskılar bizi yıldıramaz" sloganı atılırken, açıklamayı DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu yaptı.
Aydoğdu, 22 Temmuz seçimlerinde ortaya çıkan halk iradesi ve meclis bileşiminin demokrasi sürecinin devam etmesi ve ülkeye barış gelmesi konusunda tarihi bir görev ve sorumluluk aldığını belirterek, Türkiye'nin içinden geçtiği bu kritik süreçte Parlamento'da grubu bulunan partilere uzlaşmayı esas alan, diyaloglarla sorunlarını çözen bir görev ve sorumluluk düştüğünü vurguladı. Partilerine ve yöneticilerinie dönük 22 Temmuz öncesinde başlayan ve sonrasında da yoğunlaşarak devam eden baskı ve saldırıların yaygınlaşarak devam etmekte olduğunu söyleyerek, "Genel merkezimiz, Adana ve Eminönü parti teşkilat binalarımız silahlı saldırılara maruz kalmıştır. Son olarak ta Misis Belediye Başkanı'mızın gözalatına alınarak tutuklanması, ardından da dayanışma amaçlı Misis Belediyesi'ni ziyaret eden Bağlar, Viranşehir, Silopi, Kızıltepe ve Dikili Belediye Başkanlarımızın hiç bir hukuki gerekçe yokken gözaltına alınmaları partimiz üzerindeki baskıların nasıl tırmandırıldığına işaret etmektedir" dedi.
'Çözüme hizmet etmez'
Hükümet ve Genelkurmay'ın partilerine yönelik açıklama ve beyanlarından sonra yaşanılan bu baskıların Türkiye'nin sorunlarının çözümüne hizmet etmediğini, aksine derinleştirdiğini kaydeden Aydoğdu, "Özünde sindirerek, tasfiyeyi amaçlayan bu baskıların Türkiye'nin birliği halklarının kardeşliği bilincini ve duygusunu ciddi anlamda yaraladığnı ve farklılılaklarımızı çatıştırdığını görmekteyiz" diye kaydetti.
Türkiye'de hayati derecede ihtiyaç duyduğu hoşgörü ve diyalog zemininin acil olarak geliştirmek gerektiğinin altını çizen Aydoğdu, "Herkesi dehşete düşürecek 90'lı yılların kanlı, çatışmalı ortamına doğru sürükleyen gelişmelere karşı tüm toplumsal kesimler sağduyu ve öngörü sahibi olmalıdır. Bu duyarlılık ve görek siyasi partiler, STÖ'ler ve aydınlara düşmektedir" diye konuştu. Aydoğdu, belediye başkanlarının göazaltına alınmalarını protesto ederken, başta Hükümet olmak üzere ilgili tüm çevreleri ve tüm demokratik kamuoyunu partilerine yönelik baskılara, gözaltılara ve tutuklamalara karşı demokratik istikrar adına duyarlı olmaya çağırdı.
'Çağdaş bir ülkenin tablosu değildir'
Aydoğdu'nun ardından söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise, bugün yaşanan tablonun çağdaş bir ülkenin tablosu olmadığını vurgulayarak, "Seçilmiş bir belediye başkanının yapmış olduğu fikir konuşmasından dolayı tutuklanıp cezaevine konulmasının, bir insani görevi demokratik bir duyarlılığı ortaya koymak için belediyesine ziyarette bulunan 5 belediye başkanının hiçbir demokratik tahlile sığmayacak şekilde tartaklanarak itilerek kakılarak göz altına alınması ve halen gözaltında tutulmasının kamuoyunda yaratmış olduğu duygu kırılmasını ifade etmek için burada bulunuyoruz" dedi. Kişi güvenliğinin ihlali ve hukukun üstünlüğünün ihlalinin adalet duygusunun ihlali olduğunu ifade eden Baydemir, "Bugün bu değerleri ihlal edenler çok iyi bilsinler ki sadece bizlerin değil ama herkesin bir gün mutlaka hukukun üstünlüğüne adalete ihtiyacı olacaktır. Bu itibarla bu haklar ihlal edilmeden oturup bir kez daha bir kez daha düşünmek gerekir. Herkese çağırımızdır demokrasi ve hukuka herkesin ihtiyacı vardır. Bugün hukuka dilediği gibi hükmedenler yarın hukuka muhtaç duruma düşebilceklerini gözardı etmemelilerdir" diye konuştu.
'Ateş düştüğü yeri yakar'
Bu geçmişte yaşadıklarını ve durumun gelecekte de yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren Baydemir, "Tüm duygularım duygusallıkların şaha kalktığı aklın bir nevi rafa kaldırıldığı bir atmosferden geçmekteyiz. Bu durumda yapılması gereken tek şey var aklın yoluna dayalı bir çıkış yolunu aramaktır. Herşeyden önce hak ve hukuk hiç bir zaman zapturap baskı yoluyla gözardı edilemez geçmişte de yapılmaya çalışıldı ama yapılamadı" dedi. Barışın ve kardeşliği ayı Ramazan Ayı'nda 60 insanın toprağa düştüğünü ve o insanların evine ateş düştüğünü söyleyen Baydemir, "Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bugün bu tartışmaları yürütenler yarın 3 hafta sonra o insanları unutacaklardır. Ama o insanların anneleri yaşamları boyunca o acıyı yaşayacaklardı. Çatışma stratejisini çözüm yolu olarak görenler bilsinler ki bu yaşam bulamaz çözüm getirmez" dedi. Baydemir, herkesi demokratik kanallar çerçevesinde diyaloga davet etti.
Baydemir'in ardından söz alan DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, toplumun bütün kesimlerinin '90'lı yıllaramı gidiyoruz' kaygısını taşıdığını vurgulayarak, "Çünkü biz o yıllarda uygulamaya konulan ve kamuoyunda 92 konsepti olarak bilinen topyekün savaş ve topyekün mücadele olarak adlandırılan bu sürecin bizlere halklarımıza neler kaybettirdiğini yaşayarak gördük ve bir kez daha böyle bir sürecin yaşanmaması için hep beraber bunun önünü kesecek politikaları oluşturmak için mücadele içine girdik" dedi.
'Barış isteyen kesimlerini önü kesilmek isteniyor'
22 Temmuz seçimlerinde halkın kendilerinden istediğ tek şeyin artık akan kan durması ve anaların göz yaşı dökmemesi olduğunu dile getiren Kışanak, şunları söyledi: "Bunun koşullarını oluşturmak üzere Parlemento'ya giden orada konuşan tartışan ve halkın taleplerini parlemento düzeyinde dile getirin bu halk çözümü başka yerlerde aramak zorunda kalmasın. Yaşananlar, halkın bu talebinin önünün kesilmek istendiği işaretini vermektedir. DTP Milletvekillerinin meşruluğu tartışmaya açılmakta, konuşma imkanları ellerinden alınmak istenmektedir. Şimdiye kadar hiç uygulanmamış yöntemler kullanılarak DTP milletvekillerinin dokunulmazlğı hiçe sayılmaktadır. Haklarında açılan davalar devam etmektedir. DTP genel merkezi ve ilçe binalarımıza saldırılar düzenlenmekte ve beş belediye başkanımız büyük bir hukuksuzluk örneği hak ihlali örneği olarak tartaklanarak göz altına alındı. Tüm bunlar barış isteyen güçlerin önün kesilmek istenmesinin bir işaretidir."
'Sorumluluk AK Parti'nindir'
Yaşanılanlardan bire bir AK Parti Hükümeti'nin sorumlu olduğunu ifade eden Kışanak, AK Parti'nin hem seçim progrmında hem Hükümet programında Kürt sorununa değinmemiş ve Kürtlerin inkarı üzerine politikalar geliştirmiştir. Yaşananların siyasi sorumluluğunun da AK Parti'ye ait olduğunu vurgulayan Kışanak, "AKP halkın istemlerini dikkate almak zorundadır. Şiddet, baskı ve inkarla çözüm gelişmez. Bu yol aklın yolu değildir. AKP yaşanılacakların sorumluluğunu kimseye açıklamayaz" dedi. Belediye başkanlarını gözaltına alınmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı ve Hükümet yetkililerini aradıklarını ancak kendilerinin telefonlarına bakılmadığını söyleyen Kışanak, "Düşünün bir ülkede 5 belediye başkanı gözaltına alınıyor. İçişleri Bakanı ve Hükümet hiç bir açıklama yapmıyor. Bu da gösteriyor ki bu süreci AKP yürütüyor" dedi. Kışınak, barışçıl çözüm her türlü sorumluluğa hazır olduklarını vurgularken, belediye başkanlarının gözaltına alınmalarını ise şiddetle kınadı.
Açıklamanın ardında, alkışlar eşliğinde sık sık "Yaşasın halkların kardeşliği" ve "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı. Bu arada açıklamanın ardından polisin, değişik noktalar da çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı bildirildi.
DİHA
10 Ekim 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder